Antalya’nın En Kıymetli Tarihi Yerlerinden 5`i
Turizmi dört mevsime yayan iklimi ile aynı mevsimde hem denize girip hem kayak yapabilme şansı sunan Antalya, doğa güzellikleri arasında keşfedilmeyi bekleyen birçok tarihi kenti barındırıyor.
Antalya’nın En Kıymetli Tarihi Yerlerinden 5'i
Bergama Kralı Attalos’un ‘Bana bir
yeryüzü cenneti bulun’ buyruğuyla kurulan ve adını kurucusundan alan Antalya; Antik Pamfilya, Psidya,
Likya bölgelerinin kesiştiği, Anadolu’nun en bereketli coğrafyasında
kurulmuş bir kent. Türkiye’de
insanlığın en eski yerleşim merkezi olan Karain Mağarası, denizden dağ
zirvelerine kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapmış antik kentleri, Türkiye’nin
en büyük müzelerden biri olan Antalya
Müzesi ve dünyaca ünlü Likya Yolu Antalya’nın en dikkat çeken tarihi
zenginliklerinden.
Turizmi dört mevsime yayan iklimi ile aynı mevsimde hem
denize girip hem kayak yapabilme şansı sunan Antalya, doğa güzellikleri arasında keşfedilmeyi bekleyen birçok
tarihi kenti barındırıyor.
Kimi orman içinde kimi deniz manzaralı dağ yamacında,
fotoğraf makinesini sırt çantasını alıp Antalya’nın
keşfedilecek en güzel tarihi kentleri şunlar:
1. Termessos Antik Kenti
Güllük Dağı‘nın tepesinde doğal bir platform üzerine
kurulmuş Termessos Antik Kenti,
el değmemiş görünümüyle diğer antik kentlerden
daha etkileyici bir havaya sahip. Doğal ve tarihi zenginliklerinden ötürü Milli Park kapsamına alınan kent, bitki
örtüsü ile bölgenin botanik bahçesi görünümünde. Şehrin tarih sahnesine çıkışı Büyük İskender’in İ.Ö. 333’te kenti
kuşatması ve Termessosluların güçlü bir savunmayla kenti teslim
etmemesiyle olmuş.
Milli park girişinde ormanlık yoldan kente çıkarken
etrafınızı tarihi kalıntılar sarıyor. Agora, Hereon Anıtı, Zeus Solymeus Tapmağı, Küçük
ve Büyük Artemis Tapınakları, Gymnasium Binası yokuş boyu size eşlik ediyor. Tarih yolculuğunun
zirvesinde ise kentin en önemli kalıntısı 4200 kişi kapasiteli Hellenistik Çağ’da yapılmış tiyatro var. Zirveye oturtulmuş bu tiyatro fotoğraf çekmek ve sakin bir
mola vermek için ödül gibi.
Uzun bitkiler arasında kaybolmamak, tarihi kalıntıları
kaçırmamak için tabelalar dikkatle takip edilmeli. Coğrafi yapısından dolayı
keşif dolu ve biraz yorucu bu geziden sonra park içinde dinlenip piknik
yapılabilir. Kente kadar giden belediye otobüsü yok, tek ulaşım şekli özel araç
ya da taksi.
2. Olympos (OlImpos) Antik Kenti
Zeus’un
dağlarının eteklerinde kurulduğu, Olympos
Çayı’nın Akdeniz’in tuzlu suyuyla
kucaklaştığı, Afrodit’in ölümsüzlük bağışlayan denizinde yüzdüğü cennet: Olympos. Antalya’dan yola çıkıp mavi ve yeşili buluşturan yol, özgür
ruhların kenti Olympos’a uzanıyor.
Kent, Olympos Çayı kenarındaki korunma duvarları
ardında saklanıyor. Sağlı sollu tabelaları takip edince ağaçlar arasında
binlerce yıldır saklanan kalıntılar çıkıyor. Roma Dönemi Tiyatrosu,
Büyük Hamam kalıntıları, erken Bizans
Dönemi Bazilikası ve Küçük Hamama ait yapı öğeleri
görülüyor. Helenistik Dönemde
kurulan ve Hıristiyanlığın yayılmasında önemli bir konumu olan bu kentte 12 Bizans Kilisesi yer alıyor. Kent; Venedik, Ceneviz ve Rodos
şövalyelerinin özellikle 14. yy sonrasında uğrak limanı olmuş.
Tarihi kalıntılar içinden yürüyerek ulaşılan tek sahil olan Olympos Sahili kentin
sonunda yer alıyor. Olympos’un en
çekici özelliği ise dünyaca ünlü ağaç
evlere sahip olması. Tarihi keşiften sonra çam ağaçları tepesine kurulmuş ağaç evlerde kalınabilir, portakal
ağaçlarındaki hamaklarda uyuyup oldukça soğuk bir suya sahip olan Olympos Çayı’nda serinlenebilir. Tarih ve doğanın iç içe girdiği bu harika
yerde konaklamak isterseniz Divasa Hotel’i tercih edebilirsiniz.
Antalya Kumluca Karayolunun 85.
kilometresindeki kavşaktan sola dönerek ulaşabilen Olympos’a, Antalya
otogarından 15 dakikada bir kalkan otobüslerle Olympos Kavşağı’nda
aktarma yaparak da gidilebilir.
3. Çıralı Yanartaş (KhImaIra)
Olympos’un hemen yanında Çıralı köyü yakınlarında önemli tarihi
yerlerden biri olan Yanartaş, tarihi
ve turistik önemi yanında taşlar
arasından çıkan ateşiyle ilgi çekiyor. Çıralı
yamacı kayalıklarında yer alan doğalgaz kaynağı mitolojiye göre, Bellerophontes adlı yiğit, Khimaira adlı canavara saldırmak için Pegasus atına binip kurşun koyduğu
oklarla canavarı öldürmüş. Ejderhanın can verdiği bu yerde Yanartaş Dağı’nda, ilk çağlardan beri yanan doğal gazın ejderhanın
sönmeyen ateşi olduğuna inanılıyor.
Çıralı sahilinden Yanar Dere Vadisi’ne doğru giden patika takip edilince farklı
noktalarda yanan ateşler ve tarihi kalıntılar çıkıyor. En aşağıdaki ateşin
altında erken Bizans Dönemine ait
büyük bir kilise yıkıntısı, kilise altında ise maden işleyip olağanüstü eserler
yaratan bir tanrı olan Hephaistos
Tapınağı bulunuyor.
Deniz kaplumbağalarının
üreme alanı olan Çıralı’ya, Antalya – Kumluca Karayolu’nun 70. kilometresindeki Çıralı Kavşağı’ndan 7
kilometre aşağı inerek ya da Antalya
otogarından 15 dakikada bir kalkan otobüslerle Çıralı Kavşağı’ndan
aktarma yaparak ulaşmak mümkün.
4.ArIkanda (Arycanda) Antik Kenti
Arikanda Antik Kenti, Finike-Elmalı
Karayolunun 35. kilometresinde Aykırıçay’ın
batı yamacında yer alıyor. Eski bir yerleşme yeri olduğu bilinen İ.Ö. 2 bin
yılından itibaren var olduğu söylenen antik
kentin ismi Likya dilinde “yüksek
kayalığın yanındaki yer” anlamına geliyor.
Teraslar halinde bir yerleşim gösteren Arycanda’da, kentinin
en üst terasında Stadion, bölgenin ufak fakat en iyi korunmuş tiyatrosu, agora ve meclis binası
işlevi de gören Odeon, küçük hamam, sarnıç, yazıtlı ev ve
çeşme yer alıyor. Şehrin “doğu nekropolü” olarak isimlendirilen mezar alanı,
birçoğu ayakta kalmış anıt mezarlarla dikkat çekiyor. Aykırıçay’ın çıktığı yerde sarp kaya yüzeylerine oyulmuş dört ayrı
seviyedeki kanal, şehre su getiren sistemin ana hatlarını oluşturuyor.
Antik kent
gezisinden sonra Aykırıçay pazarında
haşlanmış – közde mısır yiyip, köy pazarından alışveriş yapılabilir. Akşamüstü Aykırıçay’a su içmeye gelen yaban
geyiklerini görmek ise gezinizin en güzel anı olacaktır.
5. Ksantos (Xanthos)
Antalya Muğla Karayolu üzerinde, Kaş’tan
43 kilometre sonra Kınık köyünde yer alan Xanthos
antik kenti, Likya’ya başkentlik yapmış tarihi M.Ö. 8. yüzyıla dayanan bir kent.
Pek çok tarihi olaylara ve savaşlara sahne olan kentten günümüze ulaşan
kalıntılar arasında kaya mezarları, lahit mezarları ve Likya kültürüne özgü dikme mezar
anıtları var. Defalarca onarılmış tiyatro
ve erken Hıristiyanlık Döneminde
yapılmış kilise, görülebilecek en önemli eserler arasında.
Birçok savaşa ve kahramanlığa sahne olan kent hakkında
bilinen en ilgi çekici hikâye ise, özgürlüklerine düşkün Xanthosluların, esir düşmektense önce ailelerini kendi elleri ile
öldürmeleri, sonra bütün şehri ateşe vererek yanarak ölmeyi tercih etmeleri.
Xanthosluların acı
ve kahramanlık dolu hikayelerinin yaşandığı yerleri gördükten sonra Patara ya da Kaş’ta turistik bir gezi
yapılabilir. Kıbrıs Kanyonu keşfine
katılmak ya da Türkiye’nin en iyi
dalış merkezi olan Kaş’ta dalış
yapmak gezinizi macerayla taçlandıracaktır.
Not: Bu yazı Antalya Gezi Rehberi sayfasından alınmıştır. Yazıyı
hazırlayan Sayın Ferhan Bozkaya'ya teşekkür ediyoruz.
